Eylül kıpırtısındaki denizde
Gecenin sessiz serinliğinde, sahile vuran hafif dalgaların hışırtısından başka bir ses yokken, ıslak ve serinliği emmiş kumlarda bir yürüyüş yapmalı.
Suskun ama zihinlerin konuştuğu, ayın ve yıldızların sudaki yansıma ile çoğalan kendi ışığında bir yürüyüs. Ayrı ayrı ve birlikte, yanyana, elele.
Sakin, sesssiz görünüşlü fırtınaların zihinlerde, yüreklerde olduğu, koşarken birbirine bakamayanların birlikteliği türünde bir yürüyüşle değil, birbirini bilenlerin sakin, dingin rahat ve uzun erimli yürüyüşü ile.
Sahilde yürümenin iki anlamı olduğunu, her iki anlamının da senin için çok derin şeyler ifade ettiğini içsel olarak bunu arzuladığını biliyorsun.
Paçaların ıslanmasın diye sıvandığı, arada, ayışığında parlayan bir taşın denizde setirilirken çıkardığı sesi sinleyip, karanlığı delebilecekmişçesine bakan göslerle, bir denizin eylül kıpırtısındaki yumuşaklığını ayak bileklerinde hissederek. Ama bastığın yerden korkmadan, sakin, huzurlu, mutluluk veren bir yürüyüş.
Balığa çıkarken yarı beline kada suya gömülür, tekneyi var gücünle iter sonra içine atlarsın.
Gecenin serinliğinde ıslak bedenin titremeleri vardır, bir sigara yakmadan önce, kürekleri ıskarmozlara takar asılırsın bir süre. Yeterince açılınca, sigaranı yakarsın. Kküreklere asılırken hissetmediğin üşüme ve titreme geri gelir.
Huzurludur tekne eylül kıpırtısındaki denizde
Onun orada, yanında olduğunu bilmek hoşuna gider.
Özlem var.
Çok şeye belki, belki çok görünen çok az şeye ya da çok azımsanan, çok değerli şeylere
"Bu aslında ... " orada bir yarım bırakılmışlık var noktası.
Tamamla o zaman ! özgür ve özgün bir başlangıç olabilir.
Çünkü özlem duyduğun şeyler çok imkansız değil aslında... evet değil.
Gecenin bir yarısı balığa çıkmak.....
Veya kumsalda bir yürüyüş...
Veya bir kadının sevgiyle bakan gözlerindeki ışıltılı gülümseme…
Ve ellerinde elleri…
Hayatta basit şeyler insanı ne denli mutlu kılıyor...bunu bilmen bile seni ayrıcalıklı kılar...
Çok basit şeyler var, basit olduğu ölçüde mutluluk veren.
13 Eylül 2007
Ahmet abim döktürmüş yine...