
Günün yorgunluğu ve stresi, omuzlarım düşmüş, kafamda kendimce verdiğim mücadelenin soru işaretleri, uzaklara bakıyorum batıyor güneş, batıyor ben tam Tepebaşındayken. Dalıyorum güneşin rengine, kızıllığında huzur buluyorum, üzülüyorum , kırılıyorum, ömrümden bir gün daha gitti indoor aktivitelerde. Gülümsemiyorum bu sefer bakıyorum sadece. Kulağıma kulaklıktan bir melodi geliyor ve sözler başlıyor.
So close no matter how far
Couldn't be much more from the heart
Forever trusting who we are
And nothing else matters
Düşünmeye devam ediyorum, çok kısa süreler oluyor bu anlar aslında ama o kadar hızlı ve karmaşık geçiyor ki bu düşünceler bir asır gibi geliyor aklımın içinde. Kız arkadaşlarımı düşünüyorum. Onlara yaptıklarını, onların bana yaptıklarını, becerebildiğim davranışları ve sıçtığım noktaları, becermeyi asla başaramayacağım olayları. Bir arkadaşımın "olm sende benim gibi oldun asla aşık olamayacaksın" lafını.
Never opened myself this way
Life is ours, we live it our way
All these words I don't just say
And nothing else matters
Kim haklı kim haksız diyorum, umurumda mı tanrının diyorum, anlamaya çalışıyorum anlamıyorum ama aslında anlamaya da artık pek çalışmama gerektiğine inancımı tazeliyorum. Hiç olmayacak pembe panjurlu evi düşünüyorum, yıkılan hayallerimi düşünüyorum, evlere bakıyorum, denizin tükenen parıltısına, açan martılara, duruyorum ve bakıyorum.
Trust I seek and I find in you
Every day for us something new
Open mind for a different view
And nothing else matters
Never cared for what they do
Never cared for what they know
But I know
Daha bir uzaklara bakıyorum, seçtiğim seçenekleri düşünüyorum, üzülmüyorum, kırılıyorum ama dik duruyorum, inatlaşıyorum hayatla. Kıllığına hayata sivri duruyorum, giderek kızıllığını kaybediyor güneş, eğiliyor yavaş yavaş antenlerin ve bacaların üzerinden. bakıyorum ve hergün sadece bu anlarda söylediğim cümleyi tekrarlıyorum
Bir gün daha bitti...