bu dilden firar eden her söz, yaydan çıkmış ok gibi
sözler bazen bir hazine, bazen dermansız bir dert tipi,
geçmiş dünden bahsetmek lezzetsiz,
gelmemiş yarından hep mi şikayetçiyiz biz?
aklımın ipinin ucu da kaçmış, timsah katreleri boşalsın.
bir iki damla hiç değersiz...
hüzün ve kaderin pençesinde bir dev, nam-ı değersiz.
gece-gündüz ömürden yontar, dünya dönmez yaremsiz.
bugün ömür yarım gün...serbest kalsın fikrim.
senin tozlarını silemez tenimden ellerim.
varlık ruhu terkeder, gözün gözümden ayrılınca,
bendeki aşk altın misali, ağırlığınca.
sensiz benlik yokluk demek, kalbim sana emekçi.
aşk denen illet çorak arazide tilki misal kurnaz bekçi.
başım sarkık,bir mahalsiz. cümle yolumun önüne taş.
dudaklarını kadehe nikah eden çakır keyif dertdaş.
gören der ki; ''sel ağzına bina yapmak aptal işi''.
yel eserse kırmaz dişimi, kalp bir körse görmez birşey..
saniyeler dakikalarla yapar alışverişi.
saatler seni alır benden. korkarım olamaz gelişi.
hasret gözümün ışıklarını söndüren alçak misafir.
afitap sönük bir mum, ayrılık hain bir zehir.
melek yanında yüzünü saklar, felek yüzüme kaş çatar.
bir tek bu hüznü sen boğarsın ! ipek tenin derime batsın!...
rüzgar saçını süpürse mest olur bakışlarım.
adınla uyanır kulaklarım.yüzünle açar göz kapaklarım.
en güzel şiirlerimde kaleme adını sayıklatırım.
odamın hayaletisin, sessizliğine aşığım...
Yorgun bir gün, koşuşturma, telaş, sinir, kavga, gürültü. Eve geliş, yanına gidiş, o yüz, bakış, o mükemmel gülüş ve o koku. Burnumdan hiç gitmeyen o koku. Ve huzur...