
Küçükken Pazarları çok severdim. Çünkü tüm aile hepbirarada kahvaltı ederdik. Kızarmış ekmek, yumurta, reçel. Babam ekmek getirirdi sıcak, köşesini imha ederdim hemen. Tvyi açardık, TRT-1 de aptal bir Amerikan filmi oynardı. Sıkılırdım. Yemek önemli değildi aslında hep beraberdik ya. Gerisi fasaryaydı. Babam hep geç gelirdi işten. Biz tüm gün okuldaydık. Annem hep ev işi yapardı ama o bütünlük sadece kahvaltı masasında Pazar sabahı sağlanırdı.
Bugünde pazar. Gene kahvaltı masası kurulmuş, gene tüm aile yanyana. Ben olmuşum 27, kardeşim 25. Annemler 67li yaşlarda uzatmaları oynamakta. Gene tv açık ama bu kez o aptal film yok, tıpkı o eski sofranın tadı gibi. O ekmeğin köşesi, o yumurtanın tazelikten soyulmayan ve beni ifrit eden kabuğu, şekerini çok koyduğum için yüzümü ekşiten çayın tadı, telli arabamı alıp dışarı çıkma isteğim gibi. O eski heyecanım, umutlarım gibi...