Pazar, Temmuz 06, 2008


Zaman geldi ve zaman geçti. 29 Temmuz 2005"den beri iyi kötü anlarımı, güldüğüm ağladığım zamanlarımı paylaştım. Güzel insanlar tanıdım, domuz insanlar gördüm. Kim ne kadar okudu bilmiyorum, kime ne kadar faydası dokundu sanmıyorum. Bildiğim tek şey var değiştiğim. Terapi için başladığım, eğlenmek için uğraştığım yazmaya artık son veriyorum. En azından burada. Çünkü zamanlar gibi bende değişiyorum. Ne eskisi gibi eğlenceli yazıyorum, ne güldürebiliyorum. Düşündürmek..? Zaten hiç amacım ve haddim olmadı. Artık bir katma değer elde edemiyorum. "Her güzel şey birgün biter" sözünü tamamlıyorum ve noktayı koyuyorum. Başka zaman başka bir yerde... 
Selametle...

Yazma Saati
8:02 ÖS

Pazar, Haziran 29, 2008



Bugün Taksimde eşcinsellerin Pride Week ve Lambdaistanbul"un kapatılmasını protesto yürüyüşü vardı. Hayatımda gördüğüm en renkli protesto gösterisydi, Rukk ile bizde destek verdik, hatta bi ara Rukk eline döviz bile almaya kalktı. :) Bir insanın cinsel tercihleri yüzünden 2. sınıf vatandaş muamelesi görmesini anlayamıyorum, anlamakta istemiyorum. Eşcinselliğin yüzyıllardır bu kadar yaygın olduğu ve anlayışla karşılandığı bir ülkede eşcinsellere sanki vebalı gibi davranmanın faydası ve anlamı yok ki..!  Hadi tasvip etmiyorsun bari saygı duy lan..? Beyinsiz...


Yazma Saati
10:01 ÖS




benim sermayem çift el (+) çift göz,
karamsardan varan harbi doğru söz,
acılarımsa köz
ah benim bu sisli yollarım, vay benim körpe ellerim, kara saçlı başım, dara düştü yarım.
bazen baktım, aslen yıkıldım ve daldım derinlere sığdan yıldım,
beni toplasan 30 şirin yıldım,
sabreden dervişin muradına vardım.
bitmez kaderin uzun yolu, gidilemez tek binekle,
içine sinmiş korkak çocuğu ileri doğru itekle,
burada beklemekle sanma kalıcısın ya pekte,
bak kaç milyar insanın yaşam bayrağı direkte!..
bu ses benim dinle! dinle!... dinle!....
uygunsuzca gidişlerin yolunu kesen haydut benim,
bildiklerimden eminim, yaptıklarıma kefilim, gidenlerime vedayım, gelenlerime mihîrim...
Yaklaşık bir aydır yazmıyorum. Sebebi çok karmaşık değil. Sadece çok derin değişimler geçiniyorum. Hatta buranın artık misyonunu tamamladığını bile düşündüm, hala da düşünüyorum. İş ile ilgili çok büyük değişiklikler geçirdim. Çalışmayı en çok istediğim şirketteyim artık. Ama bu sefer adını vermeyeceğim. Çünkü yolladıkları negatif enerjiyi defetmekten bıktığım  gereksiz kokuşmuş insanlar var. Ben bu iş güç diye koştururken zorlukların sonuna geldiğimi bilmiyordum. Gün geldi 50 ytl ile bir ay geçirdik, gün geldi simit peynir yiyip karnımızı doyurduk. Ama hiçbir zaman isyan etmedik. Sanırım sabreden dervişin muradı buydu.  (Tabi insan kılığındaki yaratıklar benim gününü gün eden, dünyayı çüküne takmayan biri olduğumu düşündükleri için bu onlara çok garip gelmiştir)  Artık çok daha güçlüyüm. günde 12 saat köpek gibi çalışıyorum ama gıkım çıkmıyor çünkü amacım var (alim olan anlar) . Bu amaç beni güçlü kılıyor, dik durmamı sağlıyor. O yoğunlukta yazmadım, yazamadım ama daha da ilginci yazmak istemedim. 1 Haziran doğumgünümdü, bu sefer cidden doğumgünü olarak kutladım çünkü yeniden geldim bu dünyaya. Aslında hiç gitmemiştim buradan ama sonunda beni engelleyen kabuğumu kırdım. Peki bundan sonra..? Yine burdayım ve eskisinden çok daha güzel olacak herşey. Sagopayı hep sevmişimdir ama bu şarkı, tam da doğumgünümde bana, benim için yazılmış gibi geldi. :)  
Bundan sonra ne olacak..? Güzel olacak güzel...



Yazma Saati
8:37 ÖS

Pazar, Haziran 01, 2008



Hayat çok garip. Geçen sene 45 kişi höylöylöy doğumgünü kutlarken bu sene bir dan cake ile işi bitirdim. Büyüyor muyum yoksa duruma mı ayak uyduruyorum..? Sanırım büyüyorum. Aldığım en güzel hediyeydi zaten. Doğumgünü olayını hiç sevmem ama bu sfer cidden yeniden doğdum. Yeni bir hayat va önümde. Ve hafif tırsaki olmakla birlikte kararlı ve ciddiyim artık. İyiy ki doğdum ulan. Geçen zaman bana anlattı ki, o kadar da kötü dğil hızlı olmak. :D

Yazma Saati
7:03 ÖS

Salı, Mayıs 20, 2008



Göt basının 10 gündür işlediği konu “Dumansız Hayata Merhaba” Haaa sigara yasağı geldi, Türkiye refaha ulaştı. Bitti aq tüm dertler, soktuğum medyası 10 gündür bunu işliyor. Ulan tamam zararlı birşey ama kimseyi zorla alıştırmyorlar ki..? Herkes duman avcısı oldu aq, lan siz istiklale çöp kovası koyun. Su içiyorsun 2,5 saat elinde pet şişe geziyorsun. Sanki param yok ve prostatım var, işedim işicem altıma. Sonra ne, izmarit atana 20 ytl. Tamam koy çöp kutusunu atarsa gene yere kes cezayı. Şimdi savunmada belli, emniyet açısından çöp kovası koyamıyoruz. Hazırlık yok, şak yaptım oldu. Tipit Türk aklıdır, cacık olmaz kurala uyma oranı %20 geçerse eşşeğim. Olan sigara şirketlerine değil alkollü mekanlara olacak zaten bak demedi demeyin.

Yazma Saati
10:52 ÖÖ

Pazartesi, Mayıs 19, 2008


Hava süperdi Cumartesi günü. Bizde Rukk ile önce Taksimde kahvaltı ettik (aslında her haftasonu aynı yerde kahvaltı ediyoruz, Tünel karşısında çay evindeyiz.) sohbetti çaydı derken deniz havası alalım istedik ve Karaköye indik. Muhteşem bir koku iyot kokusu. Solumuza Paşabahçe vupurunu (ki bu vapur diğerlerinden daha hızlıymış çünkü daha önce savaş gemisiymiş) sağımıza İstanbulu alıp yayıldık banklara. Açık havayı çok daha fazla seviyoruz yani alışveri merkzleri bizi boğuyor. Ben bir gün önce Gülhane parkına gitmiştim. Tabi uzun zamandır gitmiyordum, “düşüncem harbiden hayvan çok orda” idi. Ama bir gün önce tamamen değiştiğini gördüm. Mükemmel olmuş, kesinlikle tavsiye ederim


Belediyeyide hiç sevmem ama yiğidi öldür hakkını ver, adam güzel çevre düzenlemesi yapmış. Ayrıca belediyenin çiçek satış yeri ar girişte inanılmaz ucuz. Yol çok geniş yürüyüş için süper. Çay kahve servisi bile yapıyorlar içeride. Her yer çim, tepende papağanlar uçuyor. O oksijen kokusu. Ve serinlik. Zaten insan “len bu Osmanlı boktan bir yaşam sunmuş halkına ama kendileri iyi yaşıyormuş” dedirtiyor insana. Ben padişah olsam hiç dışarı çıkmazdım ordan. J Belkide çıkmadıkları için çöktü koskoca imparatorluk..? Biz tabi çimi gördüm yayılıcaz, hemen bir ağaç altı bulduk uzandık. Tam huzur budur lan dedim anaaam benim kafada .işey gidiyor. Küçük küçük böyle. Bi kalktık ki, eyvahlar olsun. Bi böcek türünün yuvasın oturmuşuz. Kene değil böyle bit gibi elbiselerin dikiş arasına saklanmaya çalışıyor. Anam bissürü bunlar, başladık bunları öldürmeye. Oturduk banka 45 dk. Çakmakla bütün dikiş yerlerini yakmak zorunda kaldık. Aq bide kırım kongu humması olmayalım başımıza. Kaşıntı tuttu bide bizim Cumartesi oldu zehir. Ordan Sultanahmetteki arkadaşlara geçtik Çay, patlamış mısır ve sarayburnundan İstanbul manzarası. Süper dinlendiriciydi. Tavsiyem şudur kesin uğrayın şu Gülhane Parkına. O Kadar.




Yazma Saati
10:41 ÖS

Perşembe, Mayıs 15, 2008


Bi arkadaşım evleniyordu (aslında arkadaşım değil götün eki ama buraya “götün teki evleniyordu” diyerek yazmak biraz garip olacağı için böyle yazdım.) ona yardım ederken ben bu banyo takımını ve aşağıdaki yatak odası takımını buldum.

Banyo değilde, bunu kesin yaptıracam kafaya taktım. Ama o yatak örtüsü konusunda kesin birşey söyleyemem insanın derisine batar o be. :D Bu bayağı tuzluyda yanlız onu hatırlıyorum.


Yazma Saati
11:52 ÖÖ

Blog Sahabı

79 yılında bir hata sonucu dünyaya gelen insan yavrusuyum. Çok konuşurum çok konuşurum ve çok konuşurum. Asabiyim, kompleksliyim, vodkayım, Redbullum, inatım, uyuzum, sevişgenim. Bodrumda betona düştükten sonra gerçeklerimi görmeye başladım. Bu durumdan rahatsız mıyım, sanmıyorum. Haa en önemlisi bekarım.
Yarışmaya İstanbuldan katılıyorum ve hiçbirinize başarılar dilemiyorum... Hadi iletişelim: atonicaya@gmail.com



Dünya Güzelleri

Rukk
Burcu
Nakhar
MADA
İndis
Mom
Burcuk
Püsküü
Mathy
isbn9760806
Su

Arşiv






































Son söz...



Sordum Soruyu

polls Internetten tanisilip, kurulan iliskiden...
Cacik olmaz..!
Bir ihtimal olabilir..?
Biraz heyecanlı biseylerçıkabilir...
Cok guzel bir iliski olabilir...
Ne sacma soru bu..?
Hepsinden biraz

play slots


Sosyal İçerik








Meraklıyım Ben

   


Çoook teşkür...

;Designed by mehgee
;Image from deviantart ; vampireDoLL
;Hosted by blogger and Photobucket
;Edited with Adobe Elements